18 Ocak 2010 Pazartesi

NİŞANLILIK&TOPLUMSAL PSİKOLOJİ

Sevgilinizle karar veriyorsunuz ve bir sürece giriyorsunuz.Aileler haberleşiyor, şu zaman bu zaman derken en uygun zaman belirleniyor. Bizimki 12.12.2009 du, bir hafta öncesinde tam anlamıyla kesinleşmişti daha doğrusu insanlara haber vermemek için pürüz kalmamıştı. Bir hafta için de tüm programı ayarladık hatta tam bir hafta öncesinde kıyafetimi aldım, alyanslarımızı ayrı şehirlerde olduğumuzdan sevgilim ve kızkardeşi aldılar. Gelmelerine bir gün kala evde ikram edilecek şeylerin hazırlıkları yapıldı, inanın hiçbir şeyi algılayamıyordum, ertesi gün gelecek olan sevgilim ve ailesi miydi yoksa başkaları mı?? Herkes telaşlı bir ben sakindim :)Ertesi gün oldu geldiler ve ben sakinliğimi koruyabildim, Ona da rahatlık verdim galiba böylelikle. İsteme, yüzüklerin takılması,.... İlerleyen saatlerde yemeğe çıkıldı ve durumu irdeleme fırsatı yakaladık, etrafımıza baktık herkesin yüzünde gülücükler. Tüm ailesini babası hariç tanıyordum ve çok da seviyordum, sevildiğimi de hissettiriyorlardı; bu bana gerçekten rahatlık vermişti. Babalarımız muhabbette, birbirleriyle temasları bile vardı :) Anneler zaten sımsıcacık, yengesi, yengelerim, teyzelerim hepsi hoş sohbette. Biz gençler zaten iyiydik. Biz ilk kez biraraya geldiklerinden bu kadarını beklemiyorduk, ikimizin de yüzünü kocaman bir gülümseme aldı. Onda gördüğüm ifade aslında içimde olan tedirginliği bastırmaya çalıştığımı bir anda yüzüme yansıttı sanki çünkü bir anda vücudumu rahatlama aldı ve huzuru iliklerimde hissettim. İkimizin ailesinin samimi bir şekilde bu kadar iyi anlaşması, birbirlerinden çok memnun ayrılmaları öyle güzel bir duygu ki herşeyin önüne geçti diyebilirim. Geldiklerinin ertesi günü hep beraber yapılan bir kahvaltının ardından gittiler.

Tabii en kısa zamanda herkese yayıldı nişanlamamız, arayanlar, ziyarete gelenler... Hala devam ediyor. Nişanlın diyorlar, tuhaf geliyor. Kayınvaliden diyecek oluyorlar, üzerime alınamıyorum bir süre :) Neyse zamanla alıştım, benimsedim benimsemeye Onun ebeveynlerine anne&baba dediğimde başladım. Ancak sonrasında da istenilme zamanını algılayamadan geçtiğine üzülmeye başladım, öyle güzeldi ki :) Ona da dedim yakın zamanlarda "Ben hiçbir şey anlamadım, istenilirken. Bu yüzükte olmasa! :)" "Yine gelelim stersen!" diyerek yanıtladı.

Peki bu aşamada toplum nasıl yaklaştı bana:

*Öncelikle herkes parmağıma baktı, yüzüğün ne kadar yakıştığı kritiği yapıldı :)
Fotoğraflar istenildi, damat, ailesi görsel çerçevede tanıtıldı :)

İnsanlar tuhaflaştı :)

*Aslı olmayan bir sürü şeyler konuşuldu tanımadığım insanların dilinde üstelik bunlar, aslı olmasa da kötü şeyler değildi şükürler olsun ki!

*Hiç bir dönem 54 kilonun üzerine çıkmadım ki hep 52'lerdeyimdir. Nişan sonrası 2 kilo verdim, 51 dim! Görenler abartısız herkes "Ayy, nişanlılık yaramış, kilo almışsın, ne güzel de yakışmış." Zayıfladım desem de kimsenin kulağına girmiyor çünkü ben nişanlıyım ve bana yaraması gerekli! :)

*Rahatıma düşkünümdür, gün içerisinde giysilerimi seçerken rahatlığım ön plandadır hep ve beni o anda ne mutlu ediyorsa öyle giyinirim. Kalıplarım yoktur. O dönemlerde sürekli elbise tunikler giyer olmuştum altını ya taytlar ya da renkli çoraplar tamamlıyordu. İnsanlar "Canımm, ne hoş ne zarifsin. Nişanlılık havası çökmüş yüzüne, üstüne. Gelin gibi olmuşsun hemencecik." Yahu mor çorap giyen tunikli gelin adayı mı olur. Sanıyor musunuz kayınvalidemin arkadaşlarının olduğu bir yere giderken, "Melekler Korusun"un Özgür kızı gibi çıkacağım insanların karşısına, bu mudur yani! Hem benim üzerimde daha özne görmedikleri şeyler de değil :)

*Ha bir de telefon! Topluluktasınızdır, telefonunuza sms gelir ya da arayan olur. "Nişanlı kız nasıl da belli oluyor, bak arayanı var, gözlerinin içi gülüyor hemen! Bizden geçmiş." Yahu o telefon Ona özel değil ya, kimsesiz de değiliz birbirimizi arayan bir tek biz olalım. Tamam doğruluk payı var beni Onun kadar arayan yok, olsun mu yani? Ama bu her arayanın O olacağı anlamı da gelmez ki.

*Canım sıkılıyor, biraz yeni şeyler öğreneyim istedim ve rengarenk ipler aldım. İtalyan köylülerin yaptığı motifli battaniyelerden yapmaya karar verdim ama insanlar bu nişanlanma aşamasını bilmek bir yana sevgilim olduğunu bile bilmezken. Başlamıştım da her gittiğim yerde elimdeydi de, bu da sonrasında nişanlılığıma uyarlandı ve çeyiz yapıyor diye adım çıktı. Şimdi herkes örneğimin merakındaymış!

Nişanlılık evresi bizi ve ailelerimiz için bir süreçken, toplumun girdiği bu psikoloji meraktan mı ibaret yoksa toplum olarak psikolojik rahatsızlıklarımız mı söz konusu??

Bir de gerçekten çok çok güzel nişanlı olmak, sevdiğin adamla, kaymağı da ailelerin kaynaşması. Allah herkese en az bizimki kadar güzelini nasip etsin. Bu arada kayınvalidem gibi tatlı dilli, güzler yüzlü, sıcak yüreklisini çıkarsın karşınıza.

Ayrıca şimdi anlıyorum düğünümüzden birşey anlamadık ki diyen çiftleri, o tatlı telaşın içinde hızla akıp gidiyor herşey. Allah'tan ayrıntılar aklında kalıyor da anlatırken neler yaşadığını anlayabiliyorsun.

Sevgiler.

12 Ocak 2010 Salı

ARALIK 2009

Çok uzun olmasa da bana uzun soluklu gelen bir mola verdim bloguma, yeni yaşımla gelen diye kurmaya gitse de elim doğrusu yeni yaşımın hemen öncesinde gelen yepyeni bir güzellik oldu hayatımda. Nişanlandık biz! Onun telaşı hemen sonra doğumgünüm sonra Trabzon yolculuğu ve yeni yıl ardı ardına sıralandı ve bitti bir yıl daha.2010'un barındıracakları, planlar, hazırlıklar gerektirirken araştırmaya başladıkça ucundan bucağından sanki yılın yarısını bitirtti şimdiden kafamda. Şimdiye kadar yazdıklarıma bakınca kendimle ilgili yazdığım gibi düşünülebilecek birçok bunalım yazım var. Hatta okuyanlar ne mutsuz bu kız demiştir herhalde çoğu zaman. Hep çevremden, okuduklarımdan, izlediklerimden, duyduklarımdan yola çıktım hayalgücümle yazdım.Zararı da dokundu kimi zaman, postlarımı, yazılarımı sevdikleri için değil hafiyelik yapmak için kullanan, beni yermek için okuyan birçok salak vardı! Basit düşünceleriyle beni ve yazılarımı beyinciklerinde "avam" ilan eden. Ben bir yazar değilim, kendimi tatmin etmek için iyi kötü cümleler kuran biriyim. Ancak bu yazarların yaşamadıkları şeyleri gözlem+hayalgücü+yetenekleriyle yazarken benim yazamayacağım anlamına gelmiyordu. Blogum artık nar modunda devam edecek yeni bir formatla içinde birkaç blogu olan. En kısa zamanda yeniliklerle görüşmek üzere...