30 Nisan 2008 Çarşamba

OOooPPSSS!!!

Uzun zamandır yazamıyorum,boyumuzdan büyük işlere mi karıştık ne???Anne&Tete&Ebru 3'lüsü olarak bir de yardımcı mimarımız Mustafa USLU,(oldukça fazla vaktini alıyoruz reklamın yapayım istedim ama web de bir bilgiye ulaşamadım maalesef,kısmet değilmiş :) ) Biz Mustafa'nın sabrını zorlarken bizim sabrımızı da ustalar oldukçaaa zorluyor.Gerçi ben durumu özetlemedim:anneannemlerin teras odası vardı öncelikle oranın zemin karosuydu mobilyasıydı giriştik bir işe.Ardından banyo&wc tadilat ettirelim dedik,sonra kapılar olmaz onlar da değişsin dedik,hazır işe kalkışmışken mutfak dolapları da değişsin istedik hatta ve hatta asansör de gerekli nerden ne olur diye de projelendirmeye çalışıyoruz :) Anneannem ve dedem kardeşinin yanına şehir dışına gönderildi,teyzem görümcesine,diğer teyzem ve kuzenim ise bize geldi ev boşaltıldı,ustalar,malzemeler ayarlandı veeee komedi maceramız start aldı.
Tüm ustaları bir araya topladığımız gün 2 elektrikçimiz,2 su tesisatçımız,2 sıvacımız,1 de taşıyıcımız vardı;ee bir de mimar lazım ne olacak ne bitecek anlatmaya teknik şeyleri,aradık beklerken bize soru bombardımanı başladı.Sıvacı soruyor "Yengee,küvet burda mı olcakh?"Teyzem ölüçsünü,vs veriyor. "Haa,anladım yenge."Düşünüyor düşünüyor "Yenge peki bunun bataryalar nerde?" Ben atlıyorum "150lik kısımda sol duvarda yani :) " "Haaa...." Yine düşünüyor düşünüyor bir cıklama ve ardından teyzem "Bir problem mi oluşuyor,oluşması için bir sebep yok gerçi de!?" diyor veeee koptuğum an şu andır gelen cevabı yorumsuz olarak yazıyorum daha da bişey demiyorum -> "Şimdiii teknik olarak bir sorun yok ancak dinimizce uygun değil,olmaz.Bunu bu şekilde yapamayız,bakın eski wc'nize taşı olsun duş sistemi olsun yönü Kıbleden taraf değil." Yüzümüzden anlıyor ki dediği gibi yaptırmayacağız. "Neyse ya Mustafa gelsin O'na değiştirtiriz,projeyi Kıbleye uygun hale getirtirim ben." Ooooppsss proje değişmedi ;)Şantiye şefi tetem,yardımcı annem ve estetik danışman ben inşaata devam...
BATS-YARASALAR

Ben çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarıyla yarasa denen yaratığı,canavarı her neyse sevmiyorum nefret ediyorum.Bunları neden mi yazıyorum;yeni keşfettim ve fark etmeyenler varsa kendilerini tanısınlar yarasa denen şeyi sevmediklerini dile getirebilsinler istedim. Allah'ın gücüne gitmesin ama ne bu şey ya kanatları,yüzü herşeyi itici güzel bir tek yanı yok,göremiyorum ben,ııgh.Yine Allah eksikliğini göster misin,aratmasın.Vardır onun da şu Dünya'ya bir katkısı herhalde var olduğuna göre diye düşünüyorum,üzülerek de olsa ;p Hak da kalmayayım;

*Amerikan iç savaşında barut yapmak için kullanılan malzemelerden biri de yarasa dışkısıymış.
*Meyve yiyen yarasalar, 450 kadar ticari maddeyi ve 80 kadar ilacı insanoğlunun hizmetine sunmaktaymış.
SİVRİSİNEK LARVALARI
Hayvanlar alemi gibi olacak bu post ama yukarıda gördüğünüz fotoğrafı paylaşmayı istedim ki
şu yarasalardan sonra biraz ısınabilelim hayvancıklara diye :) Sivrisinek larvaları ne de sevimliler değil mii??

YENİ KELİME
Bir de bu hafta lugatıma bir kelime daha eklendi yani ben bilmiyordum :( ANTİHİSTAMİNİK alerjik durular için kullanılan kimyasal ajanmışş.
NERDEN ÇIKTINIZ??
Sonraaa 2.vizelerimin kapıya dayandığını ve acilen notlarıma kavuşup çalışmam gerektiği kafama çat pat vuruyor,sinir oluyorum,çalışmak istemiyorum :(


Güçsüz yanlarımı birine teslim etmek istiyorum,yine bu kişi beni güçlü görmesin,bebeği gibi savunmasız karşısında duruyum beni korusun kollasın istiyorum.Neden istiyorum hiç bilmiyorum,güçsüzlüklerimi devretmişken güçlü yanlarımla neden güçsüz olmak istiyorum birinin yanında hiiiiç bilmiyorum.Yaz geldi,havalar güzelleşti,küresel ısınma;her nedense bilmiyorum ama mutlu olurmuşum gibi geliyor ;)
Bir de tuhaf rüyalar ve düşünceler sarmış durumda beni bir sonraki postta yazarım artık onları da,galiba en sıkıcı postumu yazmış bulunmaktayım,bir de bu hafta boyunca 2 kere yaptığım kurabiyenin tarifini verecektim ama yarın yazarım çünkü çook yorulmuşum,uykuya karşı koyamayacak kadar direncim düştü.Bye bye...

27 Nisan 2008 Pazar

ÖYLE YA DA BÖYLE


beni böylesine
sevmene
neden neydi ki
gidişinin ardındaki
münasebetsiz
açıklamalarını dinleyeyim??
Ne de olsa
her ikisinde de
ben
yok muyum
...

22 Nisan 2008 Salı

BAHAR YORGUNUYUM ŞEKERİM

Hani birkaç gün izin istemiştim,hastayım diye de sonra da sözüm ona düzeldim.Yoook düzelme falan yok.Nasıl bir baş dönemsi var kaç gündür anlatamam,en sonunda bugün tansiyonumu ölçtüm 8'e 5...Zırt pırt başıma musallat olan başağrısı,o da feci.Elma yiyorum geçirir diye,önceden hep işime yaramış ilaç içmeme gerek kalmamıştır ama ne mümkün öyle oluyor ki o elmanın çıtırtısı beynini deliyor deşiyor insanın abartısız.Uyuyum da hissetmeyim diyorum,dön sağa dön sola,bacağını ger,kolunu çek,yastığa sarıl,olmadı aç kapa.Yok yok.Uyku düzenim bozuk,ağzımda sürekli acımsı bir tat var ne yesem ne yapsam geçmeyen.Sırt ağrısı,yaşlı insanların ki gibi kendinden bahsettiren cinsten :P Ve üşüyorum+yanıyorum (ateşim var)

Evet ben "bahar yorgunuyum"
;
Baharın gelmesiyle birlikte güneş daha etkin olmaya başlıyor, bu da havadaki nem miktarını arttırıyor, bu durum ise havadaki elektrik yükünün değişmesi anlamına gelir, “Elektrik yükündeki değişim sadece insanları değil doğadaki tüm varlıkları etkiliyor”.Havada pozitif ve negatif olmak üzere iki türlü iyon bulunduğunu düşünürsek, “Havadaki pozitif iyonlar arttıkça insanlar kendilerini daha zinde ve mutlu hissediyorlar. Negatiflerin artması ise bahar yorgunluğu denilen belirtilerin ortaya çıkmasına neden oluyor”.

Bir an önce yorgunluğumu bugünlerde bırakma derdindeyim ve neler yapmam gerektiğini araştırdım.Benim gibi yorgun varsa:
*Sabah 9:30'dan önce kahvaltılarımızı yapmış olacağız,
*B ve C vitaminlerinden, magnezyum, potasyum ve çinko desteğine başvuracağız,
*Meyve ve sebze ağırlıklı besleneceğiz,
*Günlük 3 litre su içeceğiz,(ben 3 bardağı bile zor içiyorum,bu sorunumu nasıl halledeceğimi de bilmiorum :( ,
*İyi ve kaliteli uyku düzenini sağlamak için stresimizi azaltacağız (bu nasıl yapılırsa,bilen beri gelsin :) ,
*Alkol,sigara ve kafein yook,
*Uyku düzenleyici ya da depresyon ilaçları kullanılabilirmişiz.

Göz nezlesi,bahar nezlesi derken bu sene de bahar yorgunluğunun tadına bakmış oldum.Hiç memnun kalmadım,sinir bozucu bir durum sürekli hastalıklı dolaşmak ve bunun ilaç ya da dinlenmeyle geçmiyor olması...Özveri şart atlatmak için :) Kolay gelsin,geçmiş olsun şimdiden tüm yorgunlara.
Bu arada tansiyon rahatsızlığa neden oluyor,etkilerinden değil belirtmek istedim.Hoşçakalın.

20 Nisan 2008 Pazar

bİzİm BoTTLeS mEsAjsIz kAlmIş oLMaLı

YOU HAVE GOT A MESSAGE IN THIS BOTTLES!!
Ne güzel bir proje...Peki Türkiye'nin hediyesi ne Dünya'sına bilen var mı??
Ben bilmiyorum.
Bizde örnek olalım,öncü olalım,artık güzel şeyler için.
bİrşEylEr
yApmAnIn
tAm
zAmAnI
,
dAhA
fAzlA
gEç
kAlmAyAlım
!!!
^^^^^
Şişelerimize
projeler
dolsun :)

18 Nisan 2008 Cuma

MY COMMENTS ABOUT DIET

Yaz geliyor:incecik giysiler,deniz,güneş...Kışın alınan kilolardan kurtulmak için eminim bir çoğunuz başlamıştır yediklerine dikkat etmeye ya da çok daha büyük,sıkı diyetlere.Maalesef verilen kilolar genellikle diyeti bırakana kadar fark edilen kilolar oluyor,bırakıldığı anda hemencecik alınıyor yenileri.O yüzden yeme felsefesi olarak benimsememiz gereken bir takım kurallar var,hem kilolarımızı kontrol etmek adına hem de sağlıklı yaşam için.Unutmayın ki basit altın kurallar,diyetisyene gitmeden vermek istediğimiz kilolar için sağdan soldan okuduğumuz,bulduğumuz diyetleri uygulamaktan çok çok daha sağlıklı.Şimdi yazacağım şeyler "Özel Academic Hospital" hekimlerinden birine ait,dayım tarafından birebir edinilmiş bilgiler ;) Diyet yok,unutmayın sağlıklı bir şekilde zayıf yaşamak için yaşam kurallarımız var artık.


KURALLAR:
1_Günde en az 9 bardak (2 litre) su için,özellikle yemeklerden önce.
2_Azar azar sık sık yiyin.(2 öğününüz arasında 3 saatten uzun zaman geçmesin.)
3_Öğünlerinizde bütün besin öğelerine yer verin.
4_Haftada 150 dakika yürüyüş veye spor yapın.


YEMEKLERE GİRECEK YAĞ ORANLARI:
1_1 kilo sebzeden pişecek zeytinyağlı sebze yemeğine 2 yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 tatlı kaşığı silme tuz koyun.
2_Etli sebze yemeklerine (dolma,kıymalı taze fasulye gibi) yağ ilavesi yapmadan etin yağı ile pişirin.
3_Et yemeklerine (et,tavuk,balık,hindi) yağ ilavesi yapmadan fırında,ızgara,haşlama veya teflonda pişirin.
4_Pilav ( 1,5 su bardağı), Makarna (1 paket), Çorba (3-4 kişilik), 2 yemek kaşığı zeytinyağıyla pişirin.
YENİLMEMESİ GEREKEN YİYECEKLER:
1_Kızartmalar (Patatesleri elma dilimi olarak kesip az yağ ve baharatla karıştırıp fırınlayın,lezzetli oluyor ve de yemeklerin yanına da oldukça yakışıyor.)
2_Et suları (bulyon tabletler ve evde hazırlanan et suları)
3_Katı yağlar (margarin,tereyağı,içyağı,donyağı)
4_Hazır gıdalar (hazır çorbalar, hazır meyve suları)
5_Abur-cubur (cips,çikolata,gofret,hamurişleri)
6_Gazlı içecekler (kola,fanta,gazoz)
7_Fazla alkol
8_Fazla tuz
9_Fazla kafein
10_Salamura gıdalar (turşu,lakerda,çok tuzlu zeytinler)
11_Sakatatlar ve şarküteri ürünleri
12_Yağlı ve kremalı gıdalar (mayonez,krema,kaymak,pasta,salata sosları)

SERBESTLER:
1_Çiğ yenebilen salatalık malzemeleri: domates, salatalık, biber, marul, tere, roka, maydanoz, soğan, sarımsak, v.b.
2__Salça, domates püresi, domates suyu, baharatlar, sirke, balzamik sirke, limon
3_Bitkisel çaylar (sinemaki hariç)
4_Günde 4-5 fincan açık, şekersiz veya tatlandırıcılı, limonlu çay
5_Günde 1 tane neskafe

AYRICAAA:
1_Sabah 8_9:30 araları yenen gıdaların vücutta kilo aldırıcı etkisi pek fazla olmadığından bu saatlerde çikolata yenebilir.Tabii ki abartmadan kalbimize ve mutluluğumuza yetecek kadar :)
2_Özellikle yaz aylarında karpuza bilinçsizce yükleniliyor su ne de olsa denilerek ama sakın ama sakın unutmayın şekerli su olduğunu ve kesinlikle yararlı olan meyveleri de porsiyona çevirirsek süper olur.Meyve yeme alışkanlığınız yoksa da mutlaka edinmeye çalışın,ne kadar su içersek içelim,nemlendiriciler kullanalım Vücudumuzun en önemli nemlendiricisi meyveler.
3_Özellikle gün kurusu adı verilen doğal yollarla güneşte kurutulmuş kayısı,incir günde 3-4 adet tüketilmeli.Bunun yanı sıra toplamda 10 adet ceviziçi ve fındık da yenmeli.
4_Beyaz ekmeğin faydası olmadığını artık bilmeyen kalmadı,buğday ekmeği yani esmer ekmekler artık masamızda yer almaya başlıyor. (Sabah 3, öğle ve akşam öğünleri için de 2'şer dilim ekmek yeterli.)
5_Bol salatadan zarar gelmez ;)
6_Sabahları peynir ve gün içinde 1 kase yağsız,kaymaksız yoğurt şart.

Kilo problemim hiçbir zaman olmadı ve hayatımda yemek yemeyi ihtiyaç olarak görmedim.Benim en güzel hobim,tutkum yemek oldu hep ama insanoğlu gerçekten dikkat etmek zorunda zamanla metabolizmamız değişiyor ve maalesef hiçbir şey aynı kalmıyor.O günler gelip de perhize başlayıp hayıflanmaktansa en azından yavaş yavaş yukarıda yazdıklarımı yaşamımızda yer vermeye çalışmak daha kolay olacak sanıyorum. Amaaa benim biraz zayıflamam gerekli,bu kuralları içeren ve de daha hızlı kilo vermemi sağlayacak bir şeyler olsun istiyorsanız size bir de liste verebilirim sanırım:

@Kalkınca 1 bardak su

@Sabah (7:30)
50 gr beyaz peynir_dil peyniri
Domates_salatalık_biber_tere_maydanoz
(Limon ve 1 talı kaşığı zeytinyağı)
3 dilim tam buğday ekmeği

@10:30
Bu -> 1/2 paket diyet büsküvi (limon lifli eti formlar süper bence) VEYA 3-4 tane grissini
Ya da bu -> 3-4 tane gün kurusu kayısı+10 tane fındık

@Öğle (12:30)
1 kase çorba
Bol salata(60 gr beyaz peynir+2 tane ceviziçi+1 çorba kaşığı zeytinyağı)
2 dilim tam buğday ekmeği

@15:30-16:00
Bu -> 1 kase yoğurt+2-3 tane grissini
Ya da bu -> 1/2 simit+1 kase yoğurt
Ya da buu -> 1 kase yoğurt+2-3 çorba kaşığı müsli

@Akşam (20:00)
6 kaşık sebze yemeği VEYA 6 kaşık kuru bakliyat yemeği
1 el büyüklüğünde et_tavuk_balık
Bol salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
2 dilim tam buğday ekmeği

@Gece
2 porsiyon meyve
Diyetsiz incecik sağlıklı yazlar herkeseee ;)

17 Nisan 2008 Perşembe

EDİSON COMPANY SUNAR

Geçen sene fizik kulübümüz bölümde bir pano düzenlemeye başladılar,yani daha önceden de vardı da beni hiç açmıyordu oldukça basit ve merak,heyecan uyandırmayan sığ bir panoydu.Üzgünüm.Bu yeni pano ona nazaran daha iyi gibi.Bölüme gelip gittikçe sürekli gözüme küçücük bir küpür ilişiyordu,okuduğumdaysa inanılmaz mutlu oldum yüzümü kocaman bir gülümseme sardı ve onu almak için düştüm peşine ;) Veren oldu mu olmadıı :) Nereden alındığı hakkında fikri olan oldu mu? O da olmadı :) Kulübe gelip geçtikçe uğradım istedim,istedim kimsenin umru olmadı.Habersizce alsam diye düşündüm,o kadar yalvarmaya vermediler durum direkt çakılır diye o ihtimal de kalktı.Bölümden arkadaşım var Selami meğer o vermiş,ona istettim "Verilen şey istenir mi?" dediler vermediler.Bende "Amaan,ne değerli oldu." dedim vazgeçtim,tamam güzeldi,beni güldürmüştü ama benden bu kadardı pes ettim.

Bu sene sınav dönemlerinde gelip gitmemin faydasını gördüm ve hala panoda tutulan bu küpürcük benim olduuu.Nihayet oldu ;) Bu gidişim de bölümde bolca vakit geçirdim ders çalışmak için arkadaşlarımla ve kulüpten arkadaşlarım "Seni ne çok özledik biz" deyip göstermek için de küpürü bana verdiler.Yada beni keklediler bilemiyorum ne de olsa geçen seneden beri panodaydı,hahahaa...

Bana bunca yazı bunun için miydi demeyin lütfen çünkü benim azmim bunu haketti..İşte karşınızda Elektrik ışığı ilk kez halka tanıtıldığında "Edison Company" tarafından hazırlanan talimat ve güvenceleri içeren levhalar:

BENCE;Öncelikli olarak alttaki kısmı okuyun.

14 Nisan 2008 Pazartesi

BİRKAÇ GÜN DAHA İZİN BANA...

Dün akşam saat 6 civarlarında 1 haftalık Trabzon sınav maratonu sonrasında evimdeydim.Trbzn'a ilk gittiğim gün montumu hatta içindeki hırkamı dahil sırılsıklam yapan şemsiyenin yetersiz geldiği bir yağmura tutuldum ki anlatamam size.Artık tenimde ıslaklığı hissetmeye başladığım bir anda kendimi kapalı bir yere atmayı başarabildim ama eve gidip kuru birşeyler ile değiştirene kadar iş işten geçmişti. Son günlerde artık ateşim de çıkmaya başlamıştı.Sınavların yorgunluğu ve stresi,uykusuzluk derken evimdeki ilk günümde hastayım..Ateş,burun akıntısı,arada şiddetlenen baş ağrısı,halsizlik... :( Birkaç gün daha izin bana,iyileşmem lazım...
Tehlikeli dönemler sokağa tedarikli çıkmayı ihmal etmeyin.Hoşçakalın...

5 Nisan 2008 Cumartesi

YOLCULUK KURABİYESİ

Annemin kurabiyesi,yolculuk kurabiyesi,Ders çalışırken yesin kurabiyesi,Fahriye Teyzenin kurabiyesi :) Annem 2 keredir üstüste bana bu kurabiyeden yapıyor,inanılmaz güzel bir tadı var.Yarın yolculuk var maalesef :( ve ardından da inanılmaz sıkı bir sınav haftası.Malum beslenme çok önemli özellikle de böyle yoğun dönemlerde.Ayakta durmak gerektiği gibi sonrasında da yataklık olmamak lazım.Ben yanmış yağdan,kalitesiz malzemeden,temizlenmemiş(tost makineleri,vs) makinelerden hemen alerji olabilen biriyim:Kollarım kabarıyor,kaşıntı,kızarıklık...Çoğu zaman kremler ve iğne ile atlatabiliyorum.Bu sebeptendir ki bana yolculuk çıkısı kaçınılmaz oldu.Son günlerde de bu kurabiyeye dadanınca,çıkıya giren ilk yiyeceğim de bu olduu :)

Bir de belirteyim hemen arada sırada verdiğim tariflerin deneyenleri de takip edenleri de oldukça fazla. ;) Haftasonu belki denemek isteyenler de çıkar diye düşünüp sıcak sıcak fotoğraflarda varken elimde hemencecik yazayım istedim.Evrenciğim,özellikle tarifleri bekliyorum demiştin.Bunları dene ve Özaydın'a tattır sonra da bizimle paylaş olur mu? :)
ÜZÜMLÜ KURABİYE
Hamur:
1 yumurta(sarısı üzerine)
1 su bardağı yoğurt
3 yemek kaşığı tozşeker
1 su bardağından biraz eksik zeytinyağı
1/4 sanayağ
1 paket kabartma tozu
Un(Aldığı kadar)
Ara harcı:
3 yemek kaşığı tozşeker
Kuru üzüm(İsteğe bağlı)
1 su bardağı dövülmüş ceviz
Tarçın
Portakal kabuğu rendesi
Hazırlanışı oldukça basit ve gerçekten leziz bir tarif.Hamurun tüm malzemeleri yoğurun normal yumuşaklıkta bir hamur elde edinceye kadar.Daha sonra hamurları 3 parçaya bölün ve merdane ile açın.Arasına harcı serpiştirin ve rulo yapıp dilimlere ayırın.Yağlanmış tepsiye dizin ve önceden ısıtılmış fırınınızda 180 derecede üstleri kızarıncaya kadar pişirin.Afiyet olsun.
Not:Kuru üzüm sevmeyen ufaklıklara da götüreceğimiz için bir keresinde kuru üzümsüz yeptık ve portakal kabuğundan dolayı da farklı hoş bit tat elde ettik.İsmi Üzümlü Kurabiye olup da kuru üzümün yanına not isteğe bağlı diye not düşmemin sebebi denenmiş ve geçer not almış olmasıdır :)

BACK TO SCHOOL

Bunalımdayım,ders çalışıyorum,post kaçamağı yapmak istedim burdayım şimdi ;( Nisan 7 de saat 13:oo'de başlayıp Nisan 11'de saat kısmetse 19:00'da bitecek olan 1.vizelerim kapıya dayandı :( Okula dönüş zamanı...

Normal eğitim sürem bitti,uzatmalardayım ve bu sene ailemin yanında olup Trabzon'a sınav dönemlerinde gidip gelme kararı aldım.1. Dönem zor oldu git gel yolllarda geçti günlerim,biraz da benim kafamın rahat olmaması zora sokmuştu beni.Bu dönem de pek farklı değilim onu gördüm yine bunalımlardayım.Neyse zaten can sıkıcı bir de uzun uzun yer ayırmayım buna :)

6 yıldır ailemden uzaktayım eğitimim için.Özellikle son haftalarda anne ve babamın ders çalış baskısı,söze gerek yok gözlerden çakıyor insan durumu "Oof"luk :) Dün çalışıyorum,annem önce acıktım diye ekmek arası köfte tutuşturdu elime,ardından çorba geldi buharı üstünde içim ısınsınmış:gideceğim ya hasta olmamdan tırsıyor çünkü son günlerde halsizlik ve ateşim var gibi herneyse o da bitti taze çay ve mis gibi kurabiyeler...İlköğretim,lise dönemindeki ders çalışmalarım geldi aklıma.Öyle uzun zaman olmuştu ki ben bu düzenle anne ilgisiyle ders çalışmayalı,huzuru bambaşka sorumluluğu daha da başka.Bir insanın sırf sen çalış diye bu denli seni düşünmesi ne kadar güzel.Senin geleceğin için karşılıksız hiç bir çıkar gözetmeksizin,süper :) Hakları nasıl ödenecek bilmiyorum.Onlar böyle yaparken ben eften püften şeyleri gurbet ellerde dert edip derslerden yana belayı sarmışım başıma bir güzel.Şimdi çıkıyor acısı...
Keşke ailemin yanında okuma imkanım olsaydı üniversiteyi diye düşündüm bir ara.
_Ev sorumluluğu diye bir şey olmayacaktı,temizlikti yemekti ilgilenen annem olacaktı :)
_Ekmekler bayatlamıyor,yiyecekler çöpe gitmiyor artık :)_Eve para yetirme derdim hiiç olmayacaktı,idare tamamen anneciğimde.Harçlığım bir tek benim özelime ait olacaktı ;)
_Bir sorunum varsa bu kaytarmam için bahanem olamayacaktı :)
_Ağlama krizleri geçiremeyecektim çünkü saatlerce odama kapanamayacaktım ki kapansam bile yemek vakti gelince o suratla şişkin gözlerle masaya asla ama asla oturamayacaktım ve derslerim hiçbirşeyden etkilenmeyecekti.Bende bugün debeleniyor olmayacaktım dersler içinde :)
_Ooof leziz mis gibi yemeklerden mahrum kalmazdım:)
_Aile özlemim olmazdı :)
_Vakitli vakitsiz gezmelerim kalmazdı :(
_Öğrenci evim diye birşey olmazdı ve o güzel balkonumun keyfini yaşayamazdım :(
_Ne kadar rahat olursam olayım ailemden izin almak zorunda kalırdım birçok şey için,özgürlük feci etkilenirdi :(
_Kafalarına estiği an arkadaşlarım evime gelemezdi :(
_Yunan ezgilerinin olduğu akşamlar,Latin müziklerinin olduğu kahvaltılar yada gece yarısı Türk ezgileriyle coşmamız/hüzünlenmemiz bu denli dolu dolu yaşanamazdı :(
_Yurt anılarım! olmazdı :(
_Para bolluğu içinde de olsam mutlaka yola çıkacağım da o paranın nasıl bittiğinin hesabının yapıldığını hiiiç bilmeyecektim :( + :) Hala da akıl erdiremiyorum,o paranın dibi gelirdi ya şofben patlar,ya kapı bozulur bişeyler olur o para havaya giderdi her defasında..Hatta bir keresinde son akşam ve cepte yol harçlığı olabilecek bir para varken ben sırf Trabzon'a sirk geldi ve kaçırmak istemediğimden babamın yurtdışına giderken kullanmam için gönderdiği paradan bozdurmuştum.Zaten gidemedim yurtdışı yalan oldu :(
Aslında daha bir sürü yazacak madde var,iyi ve kötü yanları sabaha kadar sıralayabilirim.Ama benim ders çalışmam lazım,pazar günü yolculuk var ve pazartesi de sınavlarım başlıyor.Bu arada blogumu ihmal etmemeye çalışacağım umarım fırsat bulabilirim,hazırda da yazım yokken ve onca sınavın arasında nasıl olur artık Allah bilir.Tüm öğrenciler başarılar,bol şanslar diliyorum.Umarım en kısa zamanda bende çalışan grubunun içinde yer alırım,kendinize iyi bakın.Bana dua edin :~)

3 Nisan 2008 Perşembe

CHELSEA'YE 8 MAÇIN ÖZETİ FENERBAHÇE'DEN GELDİ

Daha da futbol muhabbeti yapmayacağım postlarım da diyorum ama gel de yazma!!Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea toplam 8 maça çıkmış ve sadece 2 gol yemiş.Fenerbahçe 8 maçın özetini geçmekle kalmayıp hadi bu da şanımızdan deyip 1 de gol hediye etmiş oldu onlara :P (Malum son maçlardaki kendi kalemize attığımız goller Edu şimdi de Deivid)...

Fenerbahçe'ye bol şanslar iyi oyunlar diliyorum önümüzdeki maçlar için,tek yürekle dualarıyla hep yanında 12. adamlar.Bir kez daha teşekkürler yüzümüzü güldürdükleri için.Tekrar tekrar tebrikler takımıma :)En Büyük Fener başka söze ne hacet!!!

Gs'lılara da geçmiş olsun demeyi ihmal etmemek lazım :)

1 Nisan 2008 Salı

YORUMSUZ

Her zaman fikirlerini,yaklaşımlarını ve anlatımını çok beğendiğim isimlerden olmuştur Can DÜNDAR.Bugün aldığım bu maili sizlerle yorumsuz olarak paylaşmak istiyorum,rakamsal gerçekler:"CAN DÜNDAR'DAN;

NTV'deki 'Neden' programında 'Aleviler ve Siyaset'i tartıştık.
Açılışta Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Turan Eser'e sordum:
'Neden her seçim öncesi 'Sünniler ve Siyaset' değil de 'Aleviler ve Siyaset' tartışılır?'
Eser, rakamlarla yanıtladı bu soruyu...
Verdiği rakamlar, tartışmayayer bırakmayacak kadar net bir tablo sergiliyordu.
Bu rakamları yorumsuz olarak sizlerle paylaşmak istiyorum:

* * *
Türkiye'de kaç okul var?
67 bin...
Kaç hastane var?
1220...
Kaç sağlık ocağı var:
6 bin 300...
Peki kaç cami var?
85 bin...
Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor.
Peki kaç kilise var?
270...
Kaç cemevi var?
100.
* * *
Türkiye'de kaç doktor var?
77 bin...
Peki kaç din görevlisi var?
90 bin...
Türkiye'de her 900 kişiye bir doktor düşerken, her 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor.
Eğitim-Sen'e göre Türkiye'nin 200 bin öğretmen açığı var.
* * *
Türkiye'de kaç kütüphane var?
1435...
Almanya'da kaç kütüphane var?
11 bin...
Türkiye'nin kaç kentinde devlet tiyatrosu var?
13...
Kaç kentte kuran kursu var?
81...
Bu kursların toplam sayısı kaç?
3852...
* * *
Türkiye'de 1 opera derneği var;
11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var.
Peki kaç tane 'cami yaptırma derneği' var?
35 bin...

* * *
İçişleri Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar?
783 trilyon...
Ulaştırma Bakanlığı'nın?
678 trilyon...
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın?
677 trilyon...
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın?
632 trilyon...
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın?
280 trilyon...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın?
249 trilyon...
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın?
404 trilyon...
Sadece Sünnileri temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi ne kadar?
1.3 katrilyon...
8 bakanlığın bütçesi kadar...
22 üniversitenin toplam bütçesine denk...

* * *

Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım:
1997'de 66 trilyon.
1998'de 119...
1999'da 180...
2000'de 270...
2001'de 302...
2002'de 553...
2003'te 771...
2004'te 1 katrilyon..
2005'te 1 katrilyon..
2006'da 1,3 katrilyon...
2007'de 1.7 katrilyon...

* * *

Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan,öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor,kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi? Can Dündar "