31 Mayıs 2009 Pazar

FİNDİKLU

Cayeli'nden öteye,

Gidelim yali yali.

Sırtındaki sepetun,

Ben olayım hamali.

Sepetunun ipleri,

Keseyi omuzuni

Aç beyaz peştemali,

Bir göreyum yüzuni
Karlı dereden beri,
Yeşil çay bahçeleri.

Cay filizi toplayi,

Peştemalli kızlari.


Dinleye söyleye gerçekten de Cayeli'nde öteye gittim. Trabzon'u terk ettim,kaçtım geldim Rize Fındıklı'ya. Fotoğrafta gördükleriniz de Rize'nin meşhur simiti,ben kandil simitine benzettim ilk görüşte,uzaktan. Hemencecik fotoğrafını çektim,tadına baktım. Bildiğimiz simitten farklı,yavanlığının yanı sıra hoş bir tadı var ve yemesi keyifli biraz lastiğimsi :) Çorum'da leblebi,Vakfıkebir'de ekmeği için nasıl duruyorlarsa otobüsler bu yol güzargahında da minicik simitler için duruyor. Pardon hemen düzeltiyorum "kel simit" için :)3 saatlik yolda verdiğimiz mola bana komik ve gereksiz geldi."Fırtına Vadisini" ve ünlü kuru fasulyeci "Hacı Hüsrev"'i de nihayet görmüş oldum. Kısmet olursa dönüşte duracağız da,bakalım. Trabzon-Fındıklı arası yollar da manzara da süper ama o minibüsler çomak sokuyor resmen,çok bunaltıcıydı. Hahahaa belki de bu yüzdendir o mola. Orta okul-lise yıllarında voleybol maçlarımız olduğundan sık sık kullanmak zorunda kalmıştık bu taşıtı ,hiç fark etmemiştim bu denli rahatsız olduğunu. Artık en fazla 1,5 saatlik yol gittiğimizden miydi yada günümüz otobüslerinin inanılmaz rahat olmasından mıdır,bilemiyorum. Belki de benim başka karın ağrım vardı :) Tünellerden geçerken çok güldüm,minibüsün ışıklandırması kendimi uzaylı gibi hissetmeme sebep oldu. Sanki tulum eşliğiyle dünyayı istila etmeye gidiyoruz .



Buralar çok güzel,ben çok sevdim. Daha mola yerinde çay bahçeleri karşıladı bizi,hep sevimli gelmişlerdir. Top top yapraktan dondurma gibi tepelikleri doldurmuşlar. Evde de bizi tava da pişirilmiş mısır ekmeği ve mıhlama bekliyordu. Bir de Pazar-Hemşin o yöreye ait puşimi de aldım,Laz kızı moduna geçtim. Bugünlerde koyarım fotoğrafımı da, şu an bulamıyorum. Bakalım aklımın çalışması da döner mi onlara??? :p




Bu arada buranın değişik bir tostu var,ayvalık tostu gibi ün yapıp Türkiye'de yaygınlaşmaması ilginç. Bol kimyonlu çemenimsi bir köfte düşünün,bunu ekmeğe sürüp kaşarı da koyuyorlar ve süper bir tadı oluyor.





25 Mayıs 2009 Pazartesi


Bugün duaya ihtiyacım var, iyi dileklerinizi benden esirgemeyin..

12 Mayıs 2009 Salı

PORTUGAL DİTADOS

"Quatro olhos abertos antes do casamento, metade cala após casamento aqui."

"Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarı yarıya kapayın."

BUGÜNLERDE HAYAT


Bahar geldi nihayet Trabzon'a, derslere daha da hevesle gidiyorum tabii bunda açıklanan notumun güzelliği de çok büyük etken. Galiba ben bölümümü ve derslerimi seviyorum ama hocalarımın birçoğunu sevmiyorum :) :) Lazım da değil zaten. Iıggh... Güzel havanın keyfini çıkartmak için evimin yolunu uzatmaya başladım okul çıkışlarımda, fırına dadandım ne olduğunu bilmediğimiz bir ekmeği çok sevdik ondan alıyorum her gün, ufacık birşey ama gramının az olduğunu sanmıyorum sanırım yaza tombiş gireceğim bu gidişle ya da biraz serinlik olan saatleri bekleyip yürüyüşler yapacağım. Tembelim ben, evin dibinde park açıldı ki şu almış başını gitmiş kilolarıyla aletler üzerinde tepinip kilo verme umuduyla kendilerini kandıran teyzelerin kullandıkları o aletlerden var. Oh dedim ya harika açık hava spor salonu :) Gittim mi gitmedim şimdilik balkondan uzaktan uzaktan bakışıyoruz, kur yapıyoruz bakalım sonumuz ne olacak. Allah'tan tehlikeli sularda değilim hala 53 kg dayım. Yazın başında başlayıp sonunda bıraktığım tenise tekrar başlayacağım sıkılaşarak 50 lere inerim ya da aynı kiloda ama daha da zayıf görünebilirim, inşallah. Bildiğim tek gerçek ekmeğe artık dur demem gerektiği.
Bugün sağlık merkezine gidebildim en sonunda, üşeniyordum gitmemiştim bir türlü kan tahlili yaptırmaya. Kansızlığım nüksetti, halsizlik gibi etkileri beni formdan iyice düşürmeye başlamıştı ve keyifsizleştirmiş, isteksizleştirmişti bu durum ki nitekim haksız olmadığımı tahlil sonuçları doğruladı. Kanım 1o.1 çıktı normalde 11-18 arası olmalı. Neyse 4 ay boyunca kullanacağım ilaçlarımla evimize döndüm :( Hiç sevmiyorum ya süt ürünlerinden uzak duracaksın ama pek de mümkün olmadığından ilaç öncesi ve sonrasındaki 1 saat boyunca yasaklılar listesinde. Ben aslında çay kahveden uzak durmak da gerekiyor sanıyordum ama gerek yokmuş :p İşime geldi ama kafam da karıştı demiri tutuyor deniyor bu tip içecekler, süt ürünleri derken şimdi neydi bu!!! Her doktor başka konuşuyor, aaaaa...
Neyse iyi geçeceğini düşündüğüöm sınavlarıma az kaldı. Havadaki güneş, ders aralarına sıkıştırılmış sohbetler, yürüyüş esnasında kimi zaman dinlediğim müziklerim kimi zaman telefon konuşmalarım, akşam evde beklediğim... Hayat güzel, ben çok keyifliyim şenlikler yaklaşıyor. Arkadaşlar sahne alıyor, süper her şey böyle de devam etsin... Yaşamayı, annemi herşeyi herkesi çok seviyorummmm.

5 Mayıs 2009 Salı

KRİZZZZZ :Z :Z :Z

Hıncal ULUÇ'un bu haftaki pazar neşesi...

Okumayanlar ve de gözden kaçıranlar için burada:

İki yakası bir araya gelmediği yetmiyormuş gibi, bir de krizin gazabına uğrayan adam çareyi kriz uzmanı Mişon'a gitmekte bulmuş.."Bak" demiş Mişon, "Söylediklerimi yaparsan, bırak krizden kurtulmayı krizle alay bile edersin. Acele gidip hemen aletinin üzerine 500 Euro dövmesi yaptır." Adam şaşkın şaşkın bakarken Mişon izah etmiş..
"Bunun krizde üç faydası var..
Bir.. Devamlı para ile oynarsın..
İki.. Paranın büyüdüğünü görürsün..
Üç.. Borç isteyene seve seve verirsin."