9 Mayıs 2008 Cuma

DOĞUŞ

DOĞUŞ
Hayatı Tersten Yaşamak
Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir..
Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel,
Hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mı?
Cami'de uyanıyorsunuz.
Bir tahta sandık içersinde,
Herkes karşınızda saf durmuş,
iyiliğinize dua ediyor
ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette.
Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı,
Olgun ve ağırbaşlı olarak.
Herkes etrafınızda, büyük bir itibar,
iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır.
Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor,
aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz.
Ne güzel, hazır maaş, hazır ev....
Altmışlı yaşlara kadar herşey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz.
Sağlığınız gittikçe düzeliyor,kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Bir gün çalışmak istiyorsunuz
ve işe ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak
bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz..
Ve genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan
tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz.
Herkes karşınızda el pençe divan...
Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor.
Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz.
Diğer hormonal aktiviteler artıyor,fevkalade.....
Aman ne güzel günler başlıyor...
Derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor.
Bu arada babanız ortaya çıkmış,
"Fazla çalıştın." diyor.
"Artık eve dön, işi bırak, okumaya başla,harçlığın benden olsun..."
Keyfe bakar mısınız?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor.
Ekmek elden,su gölden bir dönem başlıyor.
Partiler, diskotekler,kızların sayısı artıyor.
Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor,
araba kullanma derdi de yok artık....
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar,
"Evde otur,keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar..
Mamanız ağzınıza veriliyor,
zaman zaman altınızı bile temizliyorlar,
hatta bu durum alışkanlık yaratıyor
ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor
ve başka bir keyifli dönem başlıyor.
Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır.
Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok,
bir kordondan besleniyor,
sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir ortamda yaşıyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş bir olayla hayatınız bitiyor... ; )
CAN YÜCEL
Geçen sene bir maille ulaşmıştı bu muhteşem paragraflar bana.Heyecanla okuyup her defasında "Ne güzel olurdu"..."Aaa,ne güzel olurdu." deyip durmuştum,aklına kalemine sağlık Can YÜCEL'İN.Hatta anneme okudum şimdi "Aaa ne güzel olurdu." dedi :) Bilmiyorum siz neler hissedeceksiniz,mutlaka ilk kez okuyanlar olacaktır,umarım benim vesilemle mutlu olur ilk kez okuyanlar da ve diğerlerinin de yüzünde de büyük bir tebessüm.Herkese keyifli,bol etkili güneşli(sıcağı etki eden) haftasonları.Bye bye...

2 yorum:

Nakhar dedi ki...

ebrucum seni bir kenara kayırıp annenle anneannciğinin anneler gününü kutlarım :)

hazır yeri gelmişken :)

Ebru ER HASANÇEBİ dedi ki...

@Teşekkürü bir de burdan dilemeye ihtiyaç duydum nedense :) sen at beni bir kenara,ah Nakhar