5 Temmuz 2010 Pazartesi

bayram günü doğdu adı BAYRAM oldu

Bazen en yakınımızdakiler yabancı olur; yaşanmışlıklar çoktur herkeste buna dair; can yakar, gözyaşı döktürür, üzer...
Ama hiç yabancı birinin bir anda yanımda olamazken henüz tanışamamışken yakınımda olabileceğini düşünmemiştim, onun için gözyaşı dökeceğimi ve aklımdan çıkmayacağını, üzeceğini... Her gün evimizin önünden geçerdi, ağır adımlar atardı; ara sıra çarpraz taktığı çantası omzunda. Kareli gömleğiyle geçen bu gence ara ara selam verirdim ama ne bağlamdaydık bilemedim.
Gün geldi, bir düğünde ölüm haberi aldım; tanıdığım birinin yeğeni ölmüştü trafik kazasında çok üzüldüm, burnum titredi; merhametten mi kendi acılarımın yinelenmesinden mi bilemedim. Gençliğiydi belki de; henüz 26 sındaydı. Dünya hali; düğünden çık cenazeye git; bilirim böyle zamanlarda sarılmanın acıyı nasıl da dindirdiğini, gönüle tesellisini! Fotoğraflar geldi, anne feryat etti "Oğluuum, yavrum kağıt parçalarıyla mı avunacaktım sana!" O ana kadar Güler teyzemin yeğeninin Bayram olduğunu bilmiyordum, aynı okulda 2 alt dönemimde okuduğu ve ortak arkadaşlarımızdan dolayı selam verdiğimi, her gün bizim mahallemizden geçen o tanıdık simanın evine bir gün cenazesi için gidip ağlayacağımı bilmiyordum.
Ve daha nicesini bilmemeyi isterdim; beynimi resetlemeyi acıyı, hüznü, özlemi bir yerde bırakmayı...
Rahmetin bol olsun Bayram.

Hiç yorum yok: