28 Ağustos 2009 Cuma

FARELER VE İNSANLAR

Fakat John Steinbeck'in romanı değil söz konusu...

Emre küçük daha, Tokatta yaşıyorlar. Annesi ve ablasının yanına gider ve fıstık faresi gördüğünü söyler. Ne? Ne? şaşkınlığında anne farenin başında bulur kendini ve endişelenir, öğrenmek ister fareyi ölü bir şekilde evde mi buldu yoksa sokaktan mı getirdi. Zehirlenme durumları... "Dokundun mu oğlum?" Ses yok. "Oğlum söylesene elini sürdün mü fareye, dokundun mu?" Emre'den cevap gelir "Dokunmadım, ipinden çektim!"
İki çocuk, bir anne ve bir arkadaş evde oturuyorlar. Bir fare beliriyor ortada, çocuklardan büyük olan kanepenin üstünde, küçüğü de anne arkadaşına fırlatıyor ve tabana kuvvet, yok oluyor ortadan uzun bir süre. Bu arada Türk olan arkadaşı şaşkın çünkü onlar (Ülkeyi hatırlayamıyorum :) bizim Türk bayanlarından daha soğukkanlı. Bu durumla tezatlık belirdi. Bizim kaçak elinde bir kediyle belirir odada, bu en iyisi hemen yakalar, diğerleri kapının önündeydi ama bunu bulmam vakit aldı. Fare birkaç dakikada kedinin ağzındaki yerini alır ve kedinin kapıdan çıkmasıyla operasyon başarıyla tamamlar.

Hiç yorum yok: