21 Mart 2008 Cuma

(...................................)

İnsan ancak azimle çalışırsa ve sabırlı davranırsa başarabilir. Önümüze çıkan engeller aşılarak amaçlara ulaşılabilir. Hiçbir şey hayal olarak görülmemeli, hiçbir şeyden umut kesilmemelidir. Yapılan iş zevkle yapılırsa, daha başarılı olunabilir.

ÖZGÜRLÜK HER YERDE BAZEN BİR ZAPATİSTANIN PARMAĞININ UCUNDA BAZEN BİR MARTININ BEYNİNDE..


Coşkun ARAL,Güney Amerika gezisi esnasında Zapatista Gerilla Lideri ile röportaj yapar.
C.A._Siz Zapatistaların özgürlük anlayışı nedir?
Z.G.L._Bunu şöyle ifade ederiz: Bir adama yaklaşıp elinizi havaya kaldırısınız,adam parmağınızın ucuna bakarsa o adam hayalleri olmayan biridir.
Yok gökyüzüne bakarsa taa uzaklara o da hayalperest biridir.

Ama Zapatistaya gösterirseniz onun bakacağı yer parmağınızın ucuyla gökyüzü çizgisi arasında özgürce uçan kuştur.
Bach,Martısı Jonathan Livingstone'u da özgür insanın sembolü olarak yaratmamış mıydı?? İnsanlar nasıl kurallara uymayıp cezalandırılırsa, Martı Jonathan da yaşamın kurallarına uymayıp Sarp Kayalıklarda sürgüne gönderilmişti... Ancak, Jonathan orada kendi dünyasını, yazarın deyişiyle kendi “cennet”ini yaratmıştı. Onun cenneti “özgürlüğü ve öğrenme çabasını” oluşturuyordu. Ayrıca Jonathan öğrenmeyi seven bir martı olduğu için, uçmanın inceliklerini bilmek ister; kendisini her an geliştirmeyi ve asla boşa zaman geçirmemeyi hedefler.
Martı Jonathan çok hırslı, azimli ve çalışmayı seven bir martıdır. Arkadaşlarından dışlanacağını bile bile yemek bulmak için değil, uçmayı zevk ve başarı haline getirmek için uçar. Her zaman daha ileriyi hedefler. Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmaz; risk alır. Diğer martıların yemek yiyerek boşa zaman geçirdiklerini düşünür. Jonathan sınır tanımayan, kendini tanıyan ve kendisini her an geliştirme çabasında olan bir martıdır. Hiçbir zaman denemekten korkmaz, öğrenme hırsı vardır. Jonathan Livingston, diğer martı arkadaşlarından daha farklıdır; çünkü sadece Jonathan’ın uçma tutkusu vardır. Diğer martılar yemek için uçarken, Jonathan sevdiği işi yapmak ve öğrenmek için uçar.
O Zapatistanın parmakları ucundaki kuş belki de Bach'ın ideallerine uçan kuşu Livingstone'dur.Sizce de Livingstone farkedilmeyi haketmiyor mu?Okumadıysanız mutlaka okuyun ve bunun cevabını siz verin.
NOT:Bu postta başlık yok,madem konumuz özgürlük Başlık da size ait olsun istedim.Başlıkları bekliyorum ;)

4 yorum:

Barış dedi ki...

Eşitlik olmadan özgürlüğün bir anlamı olabilir mi? Biri zengin olsun ve istediğini yapsın, diğeri açlıktan ölsün vew istediğini yapsın. Bir kere, bir kişinin önünde olanaklar yoksa o insan istediğini yapmakta gerçekten özgür olabilir mi?

Neden buna değiniyorum; özellikle bir süredir liberal aydın diye kendini tanımlayan adamcağızlar ikisini birbirinden koparıyor ve eşitlik mücadelesi yapanlara saldırıyorlar. Onlara göre Küba eşitlikçi ama "özgür" değil.

Saçma bir özgürlük tanımlıyorlar, bağırma çağırma, saçmalama, garip giyinme konusunda özgür olma yanılsaması yayıyorlar. Ama aynı kişiler eşitlik isteyenleri görünce cin çarpmışa dönüyorlar. Maskeleri orada düşüşyor, pilleri orada bitiyor.

Bu kesimlerin yıllardır Commandante Marcos sakısızını çiğnemesi de dokunuyor haliyle bana.

Adsız dedi ki...

ikinizde şerefsizsiniz asıl bu ülkeyi yiyen sizin gibi komünistler!!!!!!!!!!!!

Ebru ER HASANÇEBİ dedi ki...

@İsimsiz;ismini göremiyorum.kimliğine saygısını yitirmiş şahsın başkalarının düşüncelerine de saygısını takınıp cevap vereceğini ummadım.postuma zaman ayırdığın için teşekkürler.

Barış dedi ki...

İsimsiz, eğer isminizi belirtecek kadar sözünüze sahip çıkma cesaretiniz yoksa, lütfen bizden, size vakit ayırıp öfkelenme lüksünü beklemeyin. Yok saymaktan başka çaremiz yok.