30 Ağustos 2008 Cumartesi

AĞUSTOS' UN 30' U BUGÜN

Zafer Bayramı törenlerine katıldım bugün, sabah 09:00'da 15'liklerin yanında 26' lık kazulet abla olarak tenis başarı belgemi Erbaa'nın tüm resmi ve idari birimleri önünde Emniyet Genel Müdürü'nden almak için hazır ve nazır oradaydım efendim :) Belge için baya özenmişler sağ olsunlar, sabahın köründe dikilmeme değdi. Lisansı olanlarda bile öyle afilli belge,çerçeve yoktur. Takdimini de kısaca özetleyim: Kaymakam ( Bu arada Kaymakamımız dün görevine başladı, çok pozitif geldi bana , yüzü gülen, modern biriydi umarım yöneticiliği de iyidir.) Belediye Başkanı, Garnizon Komutanı sağımda solumda, önümde basın :P kameralar, 2 fotoğrafçı tarafından çekilen fotoğraflar Sharapova lakabını takmıştık Destan'cığımla bana, o da Kournikova'ydı. İyi ki de takmışız bunca tantanaya önemsedim oyunumu, performansımı. Geçsin karşıma Williams'lar hahahaa...Derken huysuz Ebru'nun akşamı bekleyişi başladı...

Vardı bu akşam bir huysuzluğum,kıyafetine sardım.O olmadı, bu yakışmadı, yok bu da ortama uygun değil, 40 tantanadan sonra blue jean üstüne gömlek, altına da topuklular kolumda da valiz misali bir çanta...İçime hiç sinmedi ama tatminsizlik var ya uğraşmaya gerek duymadım daha fazla, annemden onayı aldım yetti.Ama çıkacak işte bir yerden bu huysuzluk, gardrobun ( bu kelime böyle mi yazılıyordu, hep karıştırıyor kafamı :( ) kapağı yerinden çıktı ve kapak alnıma çakıldı resmen. "Ohaa" diyorum ben artık buna çünkü son haftalarda 2 . kez oluyor ve bu defa şişti. Kaşık tuttum :P daha sonra mezunlar yemeğimiz vardı çıkmam gerekiyordu annem elime tutuşturdu bir plastik içinde buz hani şu limon dilimi şeklinde olanlardan, pışpışladı beni başından :) Mezunlar yemeği oldu, arkadaş yemeği toplamda 6 kişiydik 6, şaka yapıyor herhalde birileri diye düşündüm.Toplamda 72 kişiydik, olmayanlar onlar bunlar derken 6 kişi olamyı da beklemiyordum. Organizasyon bana aitti, tatile gitmeden son dakikada kimseden ses çıkmıyor tarih bu olsun deyip duyuru yapmıştım facebooktan, o yüzden ümitli değildim. Olanlarla da güzel, keyifli bir akşam geçirdik: eskiyi yeniyi birbirine kattık, güldük, eğlendik...Bir iftarda buluşmak üzer sözleştik ve ayrıldık.

Bu gece bir kez daha çevredekilerin, anne&babaların hayatı zor hale getirdiklerine kanaat getirdim.Büyüdüklerini kabul edememe mi yoksa deneyimlerine çok itibar etmeme mi bilmiyorum, tek söyleyebileceğim ben çocuğuma bunu yaşatmayacağım. Bu toplumda bu kafayla yetiştirilen ailelerin çocukları olarak özgüvenimize hayran kalmamak mümkün değil. Kaç yaşında olduğunun önemi olmadan hala yatma saatine, tv mesafesine, hayatını geçireceği insana, eve geliş saatine karışılan bizlerden üzerine alınması beklenen sorumluluklar ne de büyük aslında!!!Çocuğun da olsa durması gerektiği yeri bilsin insan, mutluluk kolay bulunmuyorken insanları mutsuzluğa bile bile itmek de mantık yok. Üstelik sonrasında kendilerinin neden olduğunu görmezlikten gelip suçu sana bana atmalarında hiç mantık yok...


Basit bir hayatın içinde rahat bir evde olsun istiyorum kuracağım ailem, tüm bunlardan korumak ,uzak tutmak için bizi. Yoruldum... Ruhum dinginlik istiyor...Dedikodunun olmadığı, milletin kazancının yada doğacak bebeğinin çetelesini tutmadığı sadece kendi seçtiğin insanların var olduğu bir çevrenin içinde yalın bir yaşam sürmeyi hedefliyorum. İstedikleriniz sizi gerçekten mutlu edecekse şartları zorlayın, kendinizi yıldırmayın. Kafanız her zaman rahat olsun. Saksılarımda domateslerim, biberlerim, ahududum...Eşimin kokusu, evimin sıcaklığı, sevdiklerimin güleryüzü...Bir gün bunlarla çok mutlu olacağım bir yaşamın içindeyken bakalım neler yazacağım ;)

Hiç yorum yok: